Dolgu Uygulamaları

Son yıllarda teknolojik gelişmeler ve ARGE çalışmalarının da etkisiyle, plastik cerrahinin olmazsa olmaz uygulamalarından biri de dolgu uygulamalarıdır. Tüm dünyada, botulinum toksin uygulamasından sonra en sık uygulanan işlemdir. Lokal anestezik krem sürüldükten sonra, klinik ortamında kısa süre içerisinde uygulanabilir oluşu, etki süresinin makul uzunlukta olması, geri dönüşlü bir işlem olması ve uygulama sonrası sosyal hayata dönüşün hemen olması bu denli talep görmesinin sebebidir.

Çok çeşitli dolgu maddeleri olmasına karşın, tüm dünyada onay alan, güvenliği ispatlanmış ürünler seçilidir. Bunlar arasında kalsiyum hidroksilapetit, poli-L laktik asit, polimetilmetakrilat ve en sık kullanılan hyaluronik asit dolgular sayılabilir.

Hyaluronik asit, vücudumuzda normal olarak bulunan ancak 30’lu yaşlardan itibaren sentezlenmesi azalan bir maddedir. Zaten vücudumuzda olan bir madde olduğundan, hyaluronik asit dolgular gayet güvenlidir. Yüzde şakak bölgesi, elmacık kemikleri, yanaklar (malar bölge), burun kenarından dudağa doğru inen nazolabial çizgiler, göz altı göz yaşı oluğu, çene ucu ve çene hattı boyunca, burun ve dudaklarda uygulanabilir. 

Her bir bölge için kullanılacak olan dolgunun inceliği değişmektedir. Dolgu ne kadar ince ise, etki süresi o kadar kısadır. Örneğin göz altı derisi çok ince olduğundan, buraya yapılacak ince dolgu 8-9 ay içinde erirken, aynı kişide çene kemiği üzerine derin uygulanan kalın bir dolgu 1,5-2 yıl kadar kalıcı olacaktır. Bu dolguların bir diğer en önemli özelliği, Hyaluronidaz denen bir ilaç ile istenildiği zaman tamamen eritilebilmeleridir.

Dolayısıyla hasta memnun olmazsa, veya başka bir işlem öncesi dolgudan arınması gerekiyorsa, veya dolgunun fazla gelmesinden şikayetçi ise, poliklinik şartlarında bu ilacın enjeksiyonu ile o dolgudan kurtulabilir. Yüzdeki uygulamanın dışında, bu dolgular el sırtındaki hacim kaybının yerine konması ve elgençleştirilmesi amacıyla da kullanılabilir. Farklı uygulama teknikleri mevcut olup, iğne veya kanülle uygulama doktorun tecrübesine ve tercihine bağlıdır. Hiç bir teknik mutlak doğru veya daha iyi değildir.

Diğer dolgu maddelerinin kullanımı daha sınırlıdır ve hekimin tecrübesine göre hasta özelinde uygulanabilir.
Tüm bu dolgular, etki süreleri farklı olsa da, geçici dolgulardır. Vücudun hiçbir kısmında, kalıcı dolguların kullanılması uygun değildir. Bazen, hastalar geçici işlem istemeseler bile, dolguların geçici olanları ruhsatlı ve güvenli olanlardır. Kalıcı dolgu maddelerinin çoğunun içeriği bilinmemekte ve merdiven altı uygulanmaktadır. Hal böyle olunca, elbette daha ucuzdurlar. 

Ancak komplikasyon riskleri o denli yüksektir ki, hastanın paradan çok daha önemli şeyler kaybetmesine neden olur. Dolayısıyla, yetkili hekimlerce, yetkili merkezlerde, yasal olarak ruhsatlı ve tıbben güvenli dolgular uygulanmalıdır.