Meme Büyütme (Augmentasyon Mammoplasti)

Meme büyütme, tüm dünyada, rinoplastiden sonra en sık yapılan ikinci estetik ameliyattır. Ülkemizde de kadınların sıklıkla talep ettiği ve sonuçları çok memnun edici bir işlemdir. Çok uzun yıllardır tüm dünyada yaygın uygulanışı ve teknolojik ilerlemeler sayesinde meme büyütme amacıyla kullanılan protezlerin de gelişmesiyle güvenilirliğini ispat etmiştir ve çok daha iyi sonuçlar, daha az komplikasyon ile elde edilmektedir.

Meme büyütme, ya kişinin kendi yağ dokusunun memesine enjeksiyonu, ya da silikon implantlar ile sağlanabilir.

Yağ enjeksiyonu ile elde edilebilecek büyüme sınırlıdır. Genellikle memesinde aşırı büyüme istemeyen, sadece memenin üst pol dediğimiz, meme ucunun üst tarafında kalan kısmı boşalmış kişilerde, bu kısmın daha dolgunlaştırılması amacıyla kullanıldığında daha iyi sonuçlar vermektedir. Yağ dokusu yumuşak, sıvı kıvamda bir doku olduğundan, hacim katsa bile, meme formunda şekillendirilmesi zordur. Ayrıca her memeye tek seferde verilebilecek yağ miktarı da kısıtlıdır. Haddinden fazla yağ verilmesi, yağ dokunun ölmesine veya yağ dokuda sert nodüller oluşmasına yol açabilir, ki bunlar da ileri zamanda memedeki kötü huylu kitleler ile karıştırılabilir ve can sıkar. Yağ enjeksiyonunun sizin için ne kadar uygun olduğuna, plastik cerrahınız ile birlikte karar verilmeli, avantaj ve dezavantajları açıkça tartışılmalıdır. Uygun olan hastalarda, ameliyathane şartlarında, genel anestezi altında yaklaşık 1,5 saatlik bir işlemdir. Kesi olmadığı için, dikiş alınması veya iz söz konusu değildir. İyileşme hemendir, günlük yaşama hemen dönülebilir. 1 ay süre ile memeye sert müdahalelerden kaçınılmalı, üstüne yatmak gibi basınca maruz bırakılmamalıdır.
Asıl meme büyütme amacıyla, silikon meme implantları yani protezler kullanılmaktadır.
Birçok güvenilir markanın, farklı büyüklük, yükseklik, bombelik ve farklı şekilde implantları mevcuttur.

Hastaya hangi büyüklükte, yani kaç cc hacime sahip implantın uygun olacağını, asıl olarak hastanın göğüs kafesi genişliği belirler. Meme tabanı dediğimiz ölçüme göre aslında, hastaya ortalama hangi büyüklükte protez konabileceğine karar veririz.

Bir başka değişken, protezin bombesi, yani profilidir. Yüksek profil denilen protezler daha dar tabanlı ama daha bombeli iken, düşük profilli protezler daha geniş tabanlı ve daha sığdır. Aynı hacimde iki protezden, yüksek profilli olan daha belirgin bir dekolte yaratacak ve daha iddialı bir görünüm oluşturacaktır.

Gelelim protezlerin şekline… temel olarak yuvarlak, anatomik (damla şekilli) ve ergonomik (ayakta iken damla, yatar pozisyondayken daha yayvan şekil alan) protezler mevcuttur. Hiç meme dokusu olmayan kadınlarda, daha doğal bir görünüm için anatomik şekilli veya ergonomik implantlar tercih edilirken, kendi meme dokusu çok da az olmayan, daha dolgun bir dekolte görüntüsü isteyen hastalarda genellikle yuvarlak implantlar tercih edilmektedir.

Peki bu protezler nereden koyulacak meme altına? Tüm dünyada en sık kullanılan yöntem, meme altındaki doğal katlantı yerinden konmasıdır. Meme ucundan veya koltuk altından konması gibi teknikler söz konusu olsa da, en güvenilir ve iz açısından da aslında en iyi olan meme altı katlantısından protezlerin yerleştirilmesidir.

Bunu da hallettiysek… hangi plana koyulacak? Yani implant meme dokusunun hangi katmanlarının arasına konacak? Burada da 3 farklı yaklaşım mevcuttur. Meme dokusunun altına (subglandüler), memenin altındaki pektoral kasın altına (submusküler) veya bu pektoral kası örten zarın altına (subfasyal). Burada asıl belirleyici olan hastanın meme dokusudur. Yeterli deri kalınlığı ve meme dokusu olan kişilerde, meme dokusunun altına koyulması uygundur. Meme dokusu çok yetersiz, derisi çok ince kişilerde ise, protezin üst kısmında daha iyi kamuflaj sağlaması, böylece protez kenarlarının dışardan belirgin olmaması veya ele gelmemesi amacıyla, daha kalın bir doku ile örtülmesi istenir. Burada da zar altı veya kas altı plan tercih edilir. Hepsinin birbirine avantaj ve dezavantajları vardır. Hangisinin sizin için en uygun olduğuna plastik cerrahınız ile birlikte karar vermeniz, en optimum sonucun elde edilmesi için gereklidir.

Meme büyütme ameliyatı, genel anestezi altında yapılmakta ve yaklaşık 2 saat sürmektedir. Meme altı kıvrımdan konduğunda, burada 4-5 cm ilk bir kesiniz olacak, bu kesi eriyen dikişler ile kapatılacaktır, dolayısıyla dikişlerin alınması gerekmez. Ameliyatın sonunda içeride kan birikmemesi amacıyla, her iki memeye de birer adet dren yerleştirilebilir ve bu drenler genellikle ertesi gün çekilir. Dren çekildikten 24 saat sonra banyo yapılabilir. Dikiş hattının üzerinde ten rengi bir bant olacaktır, 1 hafta süre ile bu bandın üzerinden pansuman yapılması yeterlidir. 1 ay boyunca medikal bir sütyen kullanılır. 1. ayın sonunda, dikiş yerindeki bantlar çıkarılır ve normal sütyene geçilir. İzler için iz kremine başlanır.

Meme ameliyatları genellikle iyi tolere edilen, ağrısı çok olmayan, günlük hayata dönüşün hızlı olduğu ameliyatlardır. 1 ay boyunca yoğun fizik egzersiz, ağır kaldırma, memenin üstüne yatma kısıtlanmalıdır.

Hangi boyda, hangi şekilde protez, hangi kesiden hangi plana konursa konsun, meme büyütme ameliyatı emzirmeye engel değildir. Çünkü bu ameliyatlarda memenin süt kanallarını ve süt bezlerini içeren kısmına herhangi bir müdahale söz konusu değildir. Meme ucunda geçici olarak his azalması veya his artması olabilir, maksimum 6 ay içerisinde normale dönecektir.

Son yıllarda, giderek daha yaygın biçimde, meme implantları ve yağ enjeksiyonu birlikte kullanılmaktadır. Burada amaç, protezi örten deri dokusunu yağ ile kalınlaştırmak, kök hücreler sayesinde derinin kalitesini arttırmak ve protezin dış kenarlarında daha doğal bir geçiş sağlamaktır. Hibrit meme büyütme denen bu teknikte, istenmeyen komplikasyonlar daha aza indirilebilmekte ve daha güzel sonuçlar elde edilebilmektedir.