Meme Dikleştirme (Mastopkesi)

Meme, hem hormonal değişikliklerden, hem yer çekiminden, gebelik ve emzirme gibi süreçlerden ötürü, kadın vücudunda en çok değişime uğrayan organların başında gelir. Temel olarak C kup ve daha büyük tüm memeler, yer çekimi nedeniyle belli bir yaştan sonra sarkmaya mecburdur. Buna kilo alıp verme, gebelik, emzirme de eklendiğinde, memeler bir dolup, bir boşalmakta, dolayısıyla da sarkıp hacim kaybetmektedir.

Meme dikleştirme ameliyatı, meme dokusunun kendisini ve meme ucunu, daha ideal ve estetik olan daha dik ve diri bir görüntüye kavuşturmayı amaçlar. Bu ameliyatta, öncelikle meme başı daire şeklinde kesilmekte, gerekirse boyutu küçültülmekte, ve hastanın bedenine göre daha yukarıda bir pozisyona taşınmaktadır. Daha sonra, meme başının altında kalan sarkık meme dokusundan fazlalık çıkarılmakta, yayvan meme tabanı daraltılıp, memeye daha ideal olan konik bir şekil verilmektedir.

Hastanın memesinin şekline, meme ucunun yerleşimine ve sarkıklığın derecesine bağlı olarak, farklı teknikler ile meme dikleştirmek mümkündür. Hafif sarkıklığı olan ve sadece meme başının kesilip yukarı taşındığı durumda, izler de sadece meme başının etrafında halka şeklinde olacaktır (Periareolar mastopeksi). Orta büyüklükte ve sarkıklıktaki memelerde, meme başının dışında, memenin alt kısmından da dikey bir kesi ile doku çıkarılacak, izler de lolipop şeklinde olacaktır (Vertikal mastopeksi). Daha büyük ve daha sarkık memelerde ise memenin altındaki katlantı boyunca da kesi yapılarak memenin toplanması gerekmektedir. Bu durumda izler ters bir T şeklinde olacaktır (Wise patern/Çapa tekniği).

Meme hem sarkık, hem de çok hacim kaybı var ise, yani hastanın mevcut meme dokusu yetersiz ise, dikleştirme esnasında meme altına aynı kesiden bir implant da (silikon protez) yerleştirilebilir (Augmentasyon mastopeksi). Bu durumda, zaten sarkık memenin üst yarısında asıl hacim kaybı olduğundan, yuvarlak şekilli implantlar tercih edilmektedir.

Meme dikleştirme ameliyatları genel anestezi altında yapmakta ve uygulanacak tekniğe göre 3-5 saat kadar sürmektedir. Ameliyat sonrası her iki memeye de birer adet dren yerleştirilir ve bu drenler 24 saat sonra genellikle çekilir. Drenler çekildikten 24 saat sonra banyo yapılmasında sakınca yoktur. Kesiler eriyen dikişlerle kapatıldığından, dikiş alınması gerekmez. Yara yerlerine ten rengi bantlar yapıştırılır ve bu bantların üzerinden 1 hafta süre ile pansuman yapılması önerilir. Ameliyat sonrası kullanılan özel medikal sütyen ve bu bantlar, 1 ay sonra çıkarılıp, iz kremi başlanır ve normal sütyene geçilebilir.

Genel olarak meme ameliyatları çok ağrılı ameliyatlar olmayıp, 2-3 gün istirahatten sonra günlük hayata dönülebilir ve işe başlanabilir. 1 ay boyunca ağır fizik egzersizlerden, ağırlık kaldırmadan ve yüzüstü yatmaktan kaçınılmalıdır.

Meme dikleştirme ameliyatlarında, meme dokusundan bir kısım çıkarılıp, meme başı da kesildiğinden, süt bezlerinin ve süt kanallarının zarar görme olasılığı vardır. Dolayısıyla sonrasında bir bebek sahibi olunacaksa, sütün miktarı ve kalitesinde bozulma beklenebilir. Hiç süt gelmemesi, ameliyat geçirmemiş kadınlar ile kıyaslandığında, çok da yüksek riskli bir durum değildir. Bir başka bilinmesi gereken husus ise, meme başı kesilip yeri değiştirildiği için, meme ucunun hissini almakla görevli sinirlerin de zarar görebileceğidir. Meme ucunda meydana gelen his kaybı, genellikle 6 ay içerisinde kendiliğinden düzelse de, kalıcı his kaybı olması da nadiren söz konusudur. Bu riskleri olabildiğince azaltmak adına bilinen tüm teknikler, titizlikle plastik cerrahlar tarafından uygulanmaktadır. Bu riskleri de azaltmak adına, meme dikleştirme ameliyatının öncesinde ve sonrasında 1’er ay süre ile sigara ve diğer tütün ürünlerinin kullanılmasından kesinlikle kaçınılmalıdır.